Elektroakupuntur

Kanıtlanmış bir tedavi mi?

Bu tedavi yöntemi üzerine çok sayıda araştırma yapılmış olup bunların çoğunda elektroakupunktur etkili bir yöntem olarak bulunmuştur. Yapılan bir araştırmada; yumuşak doku romatizması nedeniyle boyun ve sırt ağrısı çeken hastaların tedavisinde elektroakupunktur yöntemi, lazer tedavisinden daha üstün bulunmuş. Romatoid Artritli hastalar üzerinde yapılmış bir araştırmada, akupunktur noktalarına uygulama yapılmış olup, sonuçta hastaların eklem ağrısı, sabahları görülen eklem sertliği gibi şikayetlerinde belirgin azalma Özellikle felçli hastaların omuz kaslarını güçlendirmek için uygulandığında başarılı sonuçlar bildirilmiştir.

Yüksek uyarı eşikli ince miyelinli liflerin uyarılması akupunktur analjezisinin(AA) temelidir. Bu lifler derinde kas dokusu içinde yerleşmişlerdir. Böylece nöral antidromik mesajlar spinal korttan yuklarılara yüksek beyin merkezlerine ulaşır (Beyin sapı, hipofiz, peri akuaductal gri madde). De-Qi iğne çevresinde duyulan ağrı, ağırlık hissi, derin ağrı, meridyen boyunca yayılan ağrı hissidir. Akupunktur uygulamasında De-Qi için iğneler manuel olarak manupule edilir (Batırma, çıkarma, döndürme). De-Qi alınamaması yetersiz tedavi anlamına gelir.

Deneysel çalışmalarda akupunktur noktasına enjekte edilen prokain akupunktur analjezisini baskılamaktadır. Bu ise AA de periferik sinirlerin uyarılmasının önemini belirtiyor. İlginç olan diğer nokta; prokain subkutanöz (cilt altı) injeksiyonu AA ni bloke etmiyor fakat sadece intramüsküler ve derin dokuya yapılan prokain injeksiyonu blokaj etkisi yapabilmektedir. Bu da bize AA de derinde kas içi yerleşmiş liflerin rol oynadığını göstermektedir.

1960’dan sonra De-Qi’nin elde edilmesinde iğnelerin manuel olarak uyarılması yerine elektro-stimülasyon uygulaması başlatılmıştır. Bu amaçla geliştirilen stimülatörler bir anda 4-6 iğneyi uyarabilir.

Elektroterapide analjezik etki (endorfin salınımı) elde etmek için negatif uyarı, anti inflamatuvar etki (lokal salgılanan sitokinler hipotlamusa ulaşarak anti inflamatuvar yanıtı başlatır) elde etmek için pozitif uyarı vermek gerekmektedir.

Sonuç olarak De-Qi ortaya çıkartmak ve kas kontraksiyonları için en ideali 4 Hz frakanslı akımlardır. Bu tür akımlar kas içi ve derin dokularda yerleşik tip III afferentleri (miyelinli, ince lifli, yüksek uyarı eşikli) uyarır.

Bu akımlar normal kas kontraksiyonu oluşturan akımlardan 5-10 kat daha şiddetlidir. Bu şekilde endorfin ve kortizon salınımı gerçekleşir.

EA nın diğer avantajı iğnenin tam lokalizesine batırılmasındaki hataları örtebilmesidir. Çünkü verilen akım yakın çevre dokulara yayılarak De-Qi ortaya çıkacaktır. İnsan ve hayvan çalışmalarında cerrahi anestezi için 20-30 dak. uyarı gerektiği bilinmektedir. Bu süre endorfin salınımı için gereklidir. EA tedavisinde uygulanan akım şiddeti tedavide sedasyon (Sedate) veya tonifikasyon (Tonify) amaçlanmasına göre değişmektedir.

Noktayı tonifiye etmek için düşük şiddetli uyarı yapılır.Ağrılı hastalıklarda genelde sedatize edilir, kronik hastalıklarda tonifiye edilir.

Özet Olarak

  1. Yüzeyel cild uyarısı ile kapı kontrol mekanizması aracılığıyla geçici segmental analjezi oluşur
  2. Derinde yerleşik yüksek uyarı eşikli, ince lifli afferentler uyarılır. Uyarı anında kas kontraksiyonu ve De-Qi oluşur. Yüksek beyin merkezlerinden endorfin, kortizol salınır. MSS de serotonin, noradrenalin düzeyleri yükselir. Manuel akupunktur, EA ve bifazik akım, kesikli galvanide negatif kutupla uyarılan iğne bu etkilere yol açar. İnflamatuvar cild uyarısı oluşur. İğne batırılan cild ve dokuda inflamatuvar proces başlar. Ortama salınan sitokinler hipotalamusa ulaşır ve oradan anti inflamatuvar sitokinler, lokositlerden KS, trombositlerden KS ve lokal doku iyileştirici faktörler salgılanır. Kesikli galvanik akımda pozitif kutup ile uyarılan iğne bölgesinde uzun süreli inflamasyon, ısı artışı, iyon birikimi olur.
  3. Negatif kutup ile uyarılan iğne ganglionda ve sikatris dokusunda atrofi yapar, sellülitte anti ödem etki gösterir.
  4. Doku Ph değişir, vasküler yanıtlar ortaya çıkar, ısı artışı olur.

Kaynak: Doç. Dr. İbrahim Tekeoğlu