SAĞLIK ÇALIŞANLARI...

Bir tıp gözlemcisinin notlarında Lewis Thomas “babamın zamanında hastayla konuşmak tıbbın en büyük bölümünü oluşturuyordu çünkü başka yapılacak şey neredeyse yoktu, doktor hasta ilişkisi iyi ya da kötü, hastanın ilgi odağı olduğu ve bunu bildiği uzun bir sohbetti” diyor. Gerçektende doktorun yapabileceği çok az şey vardı. Düşünün gece vakti, bırakın tedaviyi, acısını bile hafifletemeyeceği bir hastaya çağrılan doktor ne yapıyordu. Tıp henüz gerçek bilime dayalı bir teknolojiye dönüşmemişti. Hastalıkların henüz medikal sanayinin mucizevi kapsüleriyle tanışmadığı yıllardı. Doktorun en etkili hüneri ellerini hastanın üzerine koymaktı. ( Ben hala en etkili hünerinin bu olduğunu düşünürüm). Bugün bildiğimiz üzere geçtiğimiz yüzyıllarda insanlığı kasıp kavuran birçok hastalık birkaç uygulamayla karşılaştığında hac görmüş vampir gibi savruluyor. Genelde hastaya yapılabilecek çok az şey vardı. Bunlardan hastalığın seyrini değiştirebilecek en önemli etmen beklide tek başına hastanın bakım koşullarını yerine getirip bakımını yapmak ve vücudun böylece kendi kendini iyileştirme gücüne güvenmekti. Peki doktorlar vizitlerini yapıp laboratuarlarına çekildikten sonra ( o zamanlar laboratuar teknisyeni icat edilmemişti) günlük rutin iş çizelgesine ek olarak kalan dünya yükü işin üstesinden kim geliyordu. Hemşire hastaların tüm çağrılarına cevap vermekle yükümlüydü ve bunu hiç bekletmeden yapması beklenirdi. Çarşafların değiştirilmesinden idrar ve dışkı örneklerinin toplanıp etiketlenerek laboratuara gönderilmesi, bütün gün ve gece boyunca çoğunu tabletlerle çeşitli bitki ekstreleri ve eriyiklerin oluşturduğu ilaçların tepsiler üzerinde yataktan yatağa taşınması bu rutin işler arasındaydı. Tifo gibi dönemin hastaneye yatmaya neden olan vakaları düşünüldüğünde yataktan yatağa geçmenin ne kadar zaman alacağını varın düşünün. Bunun yanında bugün çok az hemşirenin yaptığı gibi dertli insanlar için faydalı birer arkadaş olmak beklide tedavinin en işe yarar kısmıydı. Bugün geçmişte çaresizlikten, yapabilineceklerin azlığından yapılan birçok insani yaklaşımı bu dönem teknolojisiyle tanışan hastalarında arzuladığını ve hatta tedavinin insan eliyle ve etkileşimiyle olmasının mucizelerine ne kadar bağlı olduklarını fazlasıyla hisseder oldum. Cerrahlardan, diyetisyene, hasta bakıcılardan taşıma görevlilerine kadar hastanede çalışan her birey, kendi tekil katkısı olmadan bütün sistemin duracağı inancıyla çalışır ve yaşar. Ve bir anlamda hepsi haklıdır, ama hastanenin kıdemli doktorlarına bir sorun. İşlerini iyi yapmaları açısından yanlarındaki alt kıdemli bir doktorun mu daha iyi bir doktor yoksa yanlarındaki bir hemşirenin mi gerçekten iyi bir hemşire olmasına daha fazla ihtiyaç duyarlar. Ya da hasta birey o ne düşünür. Onları dost gibi gören teselli ve destek veren hemşirelerden sonra modern tıbbın son elementinin halkayı tamamladığını düşünmeye başlar. Dünya dolusu teklonoji ve bilgi kullan bu element olmadan 5 yıldız alamazsın. Artık mutlu etmek bir trapezcinin havada üçlü parende attıktan sonra ipe ne zaman tutunacağını hesap etmek ve denemek kadar zor bir akrobasi. Ve bu kadar zor bir şeyi denemek ve başarmak için güçlü bir nedeniniz olmalı. Her gün sağlık çalışanı olmaya çalışmaktan daha güçlü bir neden göremiyorum. sağlıkçı olmak okyanusun en derin yerinde nefes aldırmaya çalışmaktır.

27.12.2022